Edit Content

Neden Gereklidir?

  • Sınır ve Kural Koyma, çocuğunuzun kendi varlığını diğer insanlarınkinden ayırt etmesini ve kendi haklarının nerede başlayıp nerede bittiğini anlamasını sağlar.
  • Doğru şekilde tanımlanmış sınırlar, çocuklara keşif yapabilecekleri ve öğrenecekleri bir alan sağlar. Bu sayede çocuklar kendilerini ve dış dünyayı daha kolay kavrayabilirler.
  • Kuralların uygulanmasında ve sınırların belirlenmesinde yetkin hale geldiğinizde, çocuklarınız koymuş olduğunuz kurallara ve belirlemiş olduğunuz sınırlara kolaylıklauyum sağlayabilir.
  • Ayrıca kural koymak çocuğun sorumluluk hissinin gelişmesi için oldukça önemlidir.Örneğin, oynadığı oyuncakları, oyunu bitince toplama kuralını yerine getiren bir çocuk aynı zamanda bir sorumluluk da almış olur ve bu küçük sorumluluklar ileride alacağı daha büyük sorumluklar için önayak olur (akademik sorumluluklar gibi).
  • Çocuğa uygun bir şekilde ‘dur’ demek, kural-sınır koymak; çocukların güvende ve değerli olduğunu hissetmesini sağlar. Çocukların toplumsal kurallara uyma, dürtülerini kontrol etme, iş birliği yapma, keşfetme, sorumluluk alma ve hatalarını düzeltme motivasyonunu artırır. Çocuğu hiç durdurmadığımızda ve sınır koymadığımızda; evde ve toplumda dışlanma, çatışma ve olumsuz tepki görme ihtimali artar.

Çocuğa kurallar nasıl öğretilir?

  • Kural koymak çocuğun kendisinin ve başkalarının sınırlarını tanıması açısından da önemlidir: Örneğin, ağabeyi veya ablası ders çalışırken odasına girip rahatsız etmemek başkasının sınırına uyduğunu gösterir. Kurallar aynı zamanda çocuğu güvende tutmaktadır, dışarda arkadaşlarıyla oynarken yabancılarla konuşmaması gerektiğini bilen çocuk tehlikelere karşı korunmuş olur. Sınır, çocuğa 2 yaşından sonra ebeveyni (bakım vereni) tarafından koyulmaya başlanmalıdır.

2-5 Yaş Aralığındaki Çocuklar

  • Sorumluluk alabilir, aldığı sorumluluklar yerine getirebilirler. Sorumluluk alma davranışının neden sergilenmesi gerektiğini anlayabilir.
  • Kurallara uygun davranabilirler.
  • Sorumluluk almadığı zaman ya da sorumluluklarını yerine getirmediği zaman, budurumun ne gibi sonuçlar doğuracağını anlayabilecek bilişsel yapıya sahiplerdir. Bunedenle, eğer kurallara uymuyorsa elindeki bazı hakları kaybedeceğini öğrenmelidir.
  • Size bazı basit ev işlerinde yardımcı olabilir. (Oyuncaklarını toplayıp kaldırması onun sorumluluğu olmalı, sofrayı toplarken size yardım etmesini isteyebilirsiniz, sofraya peçete koyması, tuzu masaya koyması ya da masadan kaldırması onun görevi olabilir)
  • Bu yaşlarda çocuklar arkadaş edinebilir, grup oyunu oynayabilir, iş birliği yapabilirler.
  • Sıra bekleyebilirler.
  •  Duygularını paylaşabilirler (üzgünüm, mutluyum).
  • Oyun kurup kuralları belirleyebilirler.
  • Ailesinden ayrılabilirler (okul vs. gibi durumlarda).
  • Eşyalarını, oyuncaklarını paylaşabilirler.
  •  Çevresindeki insanlara “günaydın, hoşçakal” gibi selamlaşma kelimeleri kullanabilirler.

6-11 Yaş Aralığındaki Çocuklar

  • Artık çocuğa koyulan kuralların çerçevesi genişlemiştir çünkü çocuk artık okula gitmeye başlamıştır.
  • Ailesine ve arkadaşlarına ayıracağı zamanı dengelemesi oldukça önemlidir. Mutlaka bu alanda bir kural koyulmalıdır. Ev ödevlerinin eksiksiz yapılması ve okulda arkadaşlarıyla olan ilişkiler de kurallara dahil edilmelidir.
  • Aynı zamanda artık çocuk zamanını idare etmeyi öğrenmeli ve parasının kontrolünü de kendi tutmalıdır. Okula giderken verilecek harçlığı harcaması durumunda o hafta içerisinde bir kez daha harçlık verilmeyeceği kuralı oturtulmalıdır.page2image39362064

ÇOCUĞUNUZA KURAL VE SINIR KOYARKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER

  • Koyduğunuz sınırlar/kurallar, anlaşılır ve net olmalıdır. (Karmaşık şekilde söylenen kurallar, çocuğunuzun kendisinden ne istendiğini anlayamamasına ve bu nedenle kuralı uygulayamamasına neden olur.) Örneğin: ” Yatmadan önce dişlerini fırçalamanı bekliyorum.”, “Benden ağlayarak bir şey istediğinde yapmayacağım.”, “Misafirler gelince, onlara merhaba, hoşgeldiniz, nasılsınız denir.”, “Arkadaşın hediye verince, hemen yanında açıp, teşekkür edilir.”, “Yemekte cep telefonu ile oynamanı, video izlemeni istemiyorum.” gibi beklenen davranışın tanımı yapılmalıdır.
  • Çocuğunuza koyduğunuz kuralın nedenini açıklamanız oldukça önemlidir. Örneğin, çocuğunuzun bir video oyununu neden oynamasına izin vermediğinizi açıklayın, şöyle diyebilirsiniz: “Bu oyun senin yaşındaki çocuklara uygun değil, bu nedenle bu oyunu oynamanı istemiyorum.” (Sofrada hep beraber yemek yemek istiyoruz.”, “Dişlerini fırçaladığında daha sağlıklı ve güzel dişlerin olacak.”, “Yemeğe çağırdığımda geç gelince yemeğin soğuyor, lezzeti değişiyor.”, “Odan dağınık olunca aradıklarını bulmakta zorlanıyorsun.”, “Önce sokakta oynayıp, sonra ders çalışırsan çalışmaya istek ve enerjin azalır.” gibi yaklaşımlarla kuralın nedenleri açıklanmalıdır.)
  • Çocuğunuza kuralların uygulanmasında aktif rol ve sorumluluk vermelisiniz: Önce beceriyi öğretip sonra uygulamasına fırsat verilmelidir: “Bak dişlerini, yemekten sonra, aşağıdan yukarıya en az 60 saniye, 60’a kadar içinden sayarak fırçalayacaksın. Haydi bakayım, nasıl yapacaksın.”, “Sofrayı kurmama yardım için bekliyorum.”, “Odandaki Legoları şu kutuya, kağıtları şu çekmeceye koyacaksın.” gibi uygulama fırsatları yaratın.
  • Çocuğunuz beklenen davranışı gösterdiği zaman hemen takdir edip memnun olduğunuzu belirtin: “Yatağını toplaman çok hoşuma gitti.”, “Yardım ettiğin için teşekkür ederim.”, “Zamanında yatınca bak dinlenmiş olarak kalktın.”, “Kitap okumandan dolayı çok mutluyum.”, “Güler yüzlü olmak seni ne kadar güzelleştiriyor.” gibi olumlu geri bildirimler o davranışın devamını sağlar.
  • Kural koyarken çocuğunuzu korkutmamaya özen göstermelisiniz. “Kolluk takmazsan boğulursun.” gibi bir cümle çocuğunuzu korkutur. Onun yerine “Kolluklar senin su yüzeyinde daha kolay bir şekilde kalıp hareket edebilmen için sana yardımcı olur.” gibi daha açıklayıcı cümleler, tercih etmelisiniz.
  • Çocuğunuzu sürekli kısıtlamak ya da aşırı kurallar koymak da uygun değildir. Bu nedenle kuralları koyarken en önemli ve olmazsa olmaz kuralları belirlemeniz önemlidir. Kuralları önceden belirlemeniz ve çocuğunuzla hangi kuralın ne zaman geçerli olduğunu konuşmanız gerekir. Böylece beklentileriniz karşılıksız kalmaz. Aile içinde ona da söz hakkının tanınması, kuralları benimsemesi için oldukça önemlidir. Bu durum kuralları uygularken de size yardımcı olacaktır.
  • Kurallar çiğnendiği takdirde, sonuçları olmalıdır. Kural çiğnendiği zaman çocuğunuzu bir kere uyarın, eğer kuralı çiğnemeye devam ediyorsa, bu davranışına karşılık bir sonuçla karşılaşsın. (Karşılaştığı sonucu cezaymış gibi hissettirmemeniz oldukça önemli.) Bir sonraki sefer, sonuçları olan bu kuralı çiğnememeye özen gösterecektir.
  • Kuralları ve kuralların uygulanmaması durumundaki sonuçlarını uygulamakta tutarlı olmalısınız yoksa kurallar çok kolay bir şekilde çiğnenebilir. Kurallar ve sonuçlarını uygularsanız çocuğunuz bir süre sonra koyduğunuz bu kuralları içselleştirecek, dışarda veya başkasının evinde de aynı kuralları devam ettirecektir.
  • Kurallar çiğnendiğinde, çocuğun davranışı ile kişiliğini birleştirmemek de çok önemlidir. “Sen yaramazsın.” “Sen kötü bir çocuksun.” gibi cümleler çocuğun özgüvenine zarar verir, bunun yerine davranış üzerinden gitmelisiniz: “Bu yaptığın davranış doğru değil, lütfen bir daha tekrarlama.” gibi cümleler kullanırsanız çocuğunuzun kendisinin değil, davranışının doğru olmadığını belirtmiş olursunuz. Böylece çocuğunuzun öz benliği zedelenmez.
  • “Böyle yaparsan küserim.” gibi cümleler de kullanılmamalıdır, çünkü çocuğunuz bu durumda yanlış bir şey yaptığı takdirde sevdiği kişiyi kaybedeceğini düşünür, bu da çocuğunuzda büyük bir psikolojik baskı yaratır.
  • Kurallara güzel bir şekilde uyulduğu taktirde, bunu ödüllendirebilirsiniz böylece kurallara uymayı pekiştirmiş olursunuz. Yalnız, bu ödüllerin maddi olmamasına özen göstermelisiniz. Ödüller basit şeyler olmalıdır. Örneğin, güzel bir sözle takdir etme, yapması gerekeni çabuk bitirdiği için kalan zamanda parka gitme vs. olabilir.
  • “Yemeğe başlamadan önce ellerin yıkanması” gibi ortak kuralları uygularken sizin ve eşinizin de kuralı aynı şekilde uygulaması önemlidir. Tutarlılığınızı desteklemek için kuralın her zaman geçerli olmasını sağlayın. Ebeveynler tutarsız ve istikrarsız davrandıklarında çocukların çıkardığı sonuç “kurallar bir defa bozulabildiyse demek ki tekrar bozulabilir” olacaktır. Bu onlara geçici bir zafer duygusu hissettirse de uzun vadede onların kişilik gelişimleri için çok da destekleyici bir durum değildir. Kuralların net ve istikrarlı olmadığı evlerde büyüyen çocuklar okulda da ve sosyal hayatta da sıkıntı yaşayabilirler.
  • Çocuklar çok iyi gözlemcidir, kimin ne zaman dur dediğini, hangi durumlarda kuralın değiştiğini, kimlerin kurallara uyup uymadığını, ne yaparsa kuralları aşabildiğini kolayca fark eder. Çocuklar üzerinde söylediklerimiz yerine yaptığımız davranışlar daha etkilidir. Çocuktan beklediğimiz davranışları kendi yaşantımızda uygularsak çoğu zaman uyarmaya bile gerek kalmayacaktır. Çocuğunuz istediğinizi yapmadığında ona vuruyorsanız, kendi istediği olmadığı zaman o da vurarak istediğini elde etmeye çalışacaktır. Bazı aileler çocuğuna kural koyduğu zaman “beni sevmezse, psikolojisi bozulursa, özgüvenini kaybederse, mutsuz olursa” gibi kaygılar yaşar. Ancak bizler bile yetişkin olmamıza rağmen kurallarını bilmediğimiz bir topluma girdiğimizde bocalarız. Çocuklar da ebeveynler kural koymadığında ya da kurallar sık değiştiğinde kafa karışıklığı ve güvensizlik yaşar. Bu durum başta ebeveynlerle olan ilişkisi olmak üzere diğer kişilerle olan ilişkisini olumsuz etkiler, aile farkında olmadan korktuğu durumların yaşanmasına ve çocuğun zarar görmesine sebep olabilir.
  • Kızgın ya da yalvarır dil kullanmayın. Çocuklar her istediğini yapmak, istediğine anında sahip olmak ve kendine engel olunmamasını isterler. Yaşları küçük olduğu için isteklerini erteleme, bekleme, öfke kontrolü ve kendini ifade etmede zorlanırlar. Bu yüzden durdurulmaya çalışıldığında ağlama, tepinme, bağırma, eşya atma, kendine-başkasına vurma ile istediğini elde etmeye çalışırlar. Anne-baba olarak çocuğun yaşını, gelişim düzeyini, kişilik özelliklerini ve çocukla yaşadığınız geçmiş deneyimleri dikkate alın ve uygun tutum sergileyin. Örnek olarak, “Hayır, gazoz içemezsin” yerine, sakince “Gazoz içmek senin için sağlıklı değil, bu nedenle içmemen gerekiyor, istersen beraber portakal suyu sıkıp içebiliriz” diyebilirsiniz. Çocuk kabul etmezse karşılıklı inatlaşma, tartışma ve pazarlığa girmeyin. Cümleleriniz kısa, net, kendinizden emin ve kararlı olmalı, kızgın ve yalvarır tarzda olmamalı. Siz ayrıntılı, akla uygun, mantıklı, ikna edici bilgiler ve örnekler verirsiniz, o sırada çocuğunuz amacına ulaşmak için ne yapması gerektiğini düşünüyor olabilir. 🙂
  • Asla rüşvet vermeyin. Kendine, size ve çevresine zararlı olabilecek davranışlarda bulunursa sakince durdurun. Gösterdiği tepkiden kimsenin zarar görme ihtimali yoksa, yanına gidip sadece göz teması kurun ve sessizce sakinleşmesini bekleyin. Yanına yaklaşılmasından rahatsız oluyor, tepkinin şiddeti artıyorsa yanından uzaklaşıp, biraz sakinleşmesini bekleyin. Çocuğa tepkisini sonlandırması için “Ağlamayı kesersen çikolata, telefon veririm” gibi rüşvet teklif etmeyin, ödül vermeyin. Böyle yapmanız çocuğun yanlış tutumunu pekiştirecek, tekrarlanma ihtimalini arttıracaktır. Öfkesi geçince yanınıza gelir aynı isteğini tekrarlarsa önceki cevabınızı aynı kararlılıkta ve sakinlikte tekrarlayın.
  • Önce hayır, sonra evet demeyin. Çocukların “hayır” denmesi gereken isteklerine “evet” demek yanlış iken, önce “hayır” dedikten sonra kararınızı “evet” olarak değiştirmek daha yanlıştır. Çocuklara kural-sınır koyarken zorlandığınızda bir başkasına (baba, öğretmen, psikiyatrist) şikâyet etmekle tehdit etmeyin, bu davranışınız çocuk tarafından “Ben sana hayır- dur diyemiyorum” olarak anlaşılır. Sonrasında çocuğa kural koymanız, ‘hayır’ diyebilmeniz daha zor olacaktır. Çocuğunuza koyduğunuz kurallar ve sınırlar baş başayken, misafir geldiğinde, yolculukta ve misafirliğe gittiğinizde değişirse, çocuğunuz bunu fark edecektir. Baş başa iken dur diyebildiğiniz, kurallara uyan çocuk diğer ortamlarda beklemediğiniz davranışlarda ve isteklerde bulunabilir, sizi zor durumda bırakabilir.
  • Günde en az yarım saat oyun, ilişkileri sağlamlaştırır. Çocuğunuza kural-sınır koyabilmek için ilişkinizin iyi olması çok önemlidir. Bu nedenle her gün yaklaşık yarım saat birlikte oyun oynamaya, gülmeye ve gevşemeye zaman ayırın. Haftanın bir günü ailecek dışarı çıkmak, dışarda keyifli aktiviteler yapmak, iyi zaman geçirmek ilişkinizi iyileştirecektir.
  • Sınır koyma çocuklara önemli bir öğrenme fırsatı tanır. Sınırların olmadığı b*r ortamda yetişen çocuklar, kabuklarından çıkıp dünyaya açıldıklarında çatışma, reddedilme ve olumsuz tepkilerle karşılaşırlar.page6image39485440 page6image39489808

SINIR KOYMA ÖRNEĞİ

  • Çocuğunuzun duygusunu ya da isteğini kabul edin (sesiniz empati ve anlayış iletmeli).

“Emir Aziz, duvarı boyamanın eğlenceli olacağını düşündüğünü biliyorum…” (Çocuk duygularının, isteklerinin ve dileklerinin ebeveyn tarafından geçerli olduğunu ve kabul edildiğini öğrenir. Sadece bu empatiyi duyarak çocuğunuzun duygularını yansıtmanız birçok kez onun duygusunun veya ihtiyacının yoğunluğunu azaltır.

  • Sınırı ifade edin (belirli ve net olun—ve kısa sürsün). “Ama duvar boyamak için değildir.”
  • Kabul edilebilir alternatif seçenekler hedefleyin (çocuğun yaşına bağlı olarak bir ya da daha çok seçenek sağlayabilirsiniz).

“Boyama yapmak için resim kağıtlarını kullanabilirsin.” (Hedef davranışlar, çocuğa kendini kontrol etme alıştırması yapmak için fırsat tanıyarak, duygularını ya da asıl hareketini ifade edebilmesi için kabul edilebilir bir çıkış yolu sunacaktır.)

ÖRNEK

SORUN OLAN DAVRANIŞTAN ÖNCE

Önleyici açıklamada bulunun, beklentilerinizi açık dille önceden çocuğa söyleyin. Ortamı değiştirin ve çocuğa uygun hale getirin. Ağlayarak oyuncak diye tutturursa, onu oyuncakçıdan çıkarmak gibi…Beklenen davranışlara anne ve baba olarak örnek olun. Bağıran bir model varsa o da bağıracaktır. Çocuğunuzun iyi alışkanlıklar geliştirmesine yardımcı olmak için yol gösterin ve yaptığı zaman takdir edin.

SORUN OLAN DAVRANIŞ SIRASINDA
Sorun olan davranışın nedenini düşün. Gerçek bir istek ve ihtiyaçtan kaynaklanıyorsa öncelikle bunları karşılamalısınız. Kardeşini kıskandığı için tırnağını yiyen bir çocuğun bu davranışının düzelmesi için öncelikle sevgi ve ilgi ihtiyacı değerlendirilmelidir. Yapıcı bir çözüm yolu ve alternatif gösterin: “Yemeğini yedikten sonra dondurma yiyebilirsin.”, “Ödevlerine önce bildiklerinden başlayabilirsin. Bilmediklerine beraber bakarız.” gibi… Ailenin bireyi olarak duygularınızı ve kabul edilmez davranışın kendi üzerinizdeki etkilerini açıklayın: “Eşyalarını etrafa attığında, toplamak için çok zaman harcıyorum.” gibi…

SORUN OLAN DAVRANIŞTAN SONRA

Kabul edilmez davranışın etkilerini göstererek pişmanlık duymasını sağlayın: “Ödevini unuttuğun için, okula ödevsiz gideceksin demektir.” Çocuğun kabul edilmez davranışın sonuçlarını yaşamasına müsaade edin: “Döktüğün boyaları, temizlemeni bekliyorum.”.

İSTENEN DAVRANIŞLARA DOĞRU DİSİPLİN

Olumsuz davranışı “farkında olmadan” ödüllendirmeyin. Daha geç yatmak isteyen çocuğunuza, “Hayır şimdi yatıyorsun!” deyip sonra oyalanmasına göz yummak, ısrarlarına teslim olmak ona daha sonra da bu şekilde davranmayı öğretecektir. “Hayır” lar “Havet”e yani “evet”e dönerse, istenen davranış yerleşmez. Bu konuda eşlerin de ortak, kararlı yaklaşımı olmalıdır. Aile büyüklerinin bu kuralı bozmalarına izin verilmemelidir. Olumsuz davranışa dikkat gösterin, yaptırımlar uygulayın. Yaptırımlarda dozu aşmamalı ve yapılan olumsuz davranışın şiddetine ve niteliğine uygun bir yaptırım uygulanmalıdır. Televizyon izleme süresini aştı diye tüm hafta sonu televizyondan mahrum etmek veya arkadaşıyla kavga eden çocuğa bilgisayar oynamama cezası vermek, bu tür davranışların şiddet ve niteliğine uygun değildir. Yaptırım, uygunsuz davranışın hemen ardından gelmelidir. Yaptırımın nedeni çocuğa mutlaka anlatılmalıdır ve kesinlikle fiziksel şiddet uygulanmamalıdır.

ÇOCUĞUNUZ KOYDUĞUNUZ KURALLARA UYMUYORSA

Çocuğunuz beraber belirlediğiniz bir kurala uymuyorsa, öncelikle sakin bir ses tonu ile ilgili kuralı tekrarlayın. Bunu yaparken, çocuğunuzla aynı seviyede olmayı ve göz kontağı kurmayı ihmal etmeyin.

  • Kuralı tekrarlarken, “lütfen, rica etsem, yalvarırım” gibi sözcükler yerine, kararlı ancak sert olmayan bir ses tonu ile, “…… , yapmanı bekliyorum” demeyi deneyin.
  • Yüksek ses, bağırma, şiddet uygulama, aşırı öfkelenme gibi tavırlar çocuğun kurala uymasını kolaylaştırmadığı gibi, anne babadan korkmasına ve ilerleyen zamanlarda onların anne babalık becerilerine saygı duymamasına sebep olabilir.
  • Kuralı tekrarladıktan sonra, çocuğunuz hala uymayı reddediyorsa, “Peki, üstüne hırkanı giymediğin ve hava çok soğuk olduğu için, bu şekilde dışarı çıkmıyoruz” diyerek, davranışının sonucunu yaşamasını sağlayın.

  Herhangi bir sorunuz veya yardıma ihtiyaç duyduğunuz bir konu olursa, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.

info@okaliptuspsikoloji.com +90 0545 584 6833

Leave a Comment